Aşk...Görünen 3 harftir, yaşanansa hakikat

Aşk...Görünen 3 harftir, yaşanansa hakikat

Sayfalar

Powered By Blogger

6 Haziran 2010 Pazar

Bir ''Selam''ın ''Aşk'a dönüşmesi...







Leyla ile Mecnun...Ferhat ile Şirin...Aslı ile Kerem...Rome and Juliet...






Dünya bambaşka aşklar, tutkular, ayrılıklar gördü....Kimi yandı, kimi bekledi, kimi bir gülüşe aşık oldu, kimi çaresizce bekledi...






Sevdiğinin ellerin olduğu hangi geceler ızdırap gözyaşları dökülmedi bu dünyada....






Her aşk kendine özel de, herkes özel mi? vsvsvs...






Her aşk kendine has...






İşte bizim aşkımızda böyle....






Bir aşk düşününki hem seveni var hem sevileni..Karşılıksız değil...Yıllar önce başlamasına rağmen aşığın maşuğu gördüğü gün sayısı iki elin parmaklarını geçmiyor...Bazen hiç konuşmadan telefonda ağlayabiliyorlari ruhlarına girip öylece kalıyorlar, kah gülüyor kah susup nefes alışverişleriyle konuşuyorlar...






Tarihlerden, 14.03.2008..Bir melek dokunuyor omzuna kızımızın...Bir selam vermesini istiyor delikanlıya...Ve hikayenin esas oğlanı görmeden aşık oluyor...Kendisi ile cebelleşiyor...Çünkü çocukken bile bu anın hayalini yaşıyor...Yakında değil, uzaklarda bekliyor...Herkesin ağlayıp bitince hayata geri döndüğü şarkıları o gecelerinde yaşıyor...Biliyor, bir yerde ama uzaklardaki sevdiği de yıldızlara göz kırpıp her gece bekliyor...Birbirlerini görmeden birbirlerini sevebiliyor...



Delikanlı ayın 14'ünde hep ay'a bakıyor...''Hilal''leşince ay, o da başkalaşıyor...Öylece izleyiveriyor...Hikaye değil emin olun, aynı ''hilal'' deyin yada aynı ''işaret'' sol ayak parmağının en küçüğünde ''hilal'' şeklinde bir leke olarak duruyor doğumundan beri...Annesine küçük bir çocukken sorardı''Annecim bu ne demek'' diye...Bir yerlerde kendisine ait olan işaret diye anlıyordu zaman içinde...






Gel Zaman, git zaman birbirlerini önce tanıdılar sevdiklerinden habersizce...Onları buluşturacak olan tezgahı öyle güzel kurmuştu ki. ilk bakışta aşık olsalarda belki de bu kadar doğal olamayacaklardı..Ateşin yavaş yavaş sarmasıyla önce delikanlı çekmeye başladı aşkının yükünü....Ruhunun diğer yarısı olduğunu hissedercesine....Dünyevi sebeplerden sıyrıldıkça hep ''O'' diyordu..Öyle farklı olmalıydı ki hakkını vermek için bir mazereti olmalıydı...Görmeden sevmişti...İmkanı olmasına rağmen, küçücük hakka girmedi....Birbirlerine yaklaşırken hayatları da benzeşmeye başladı...Geçirmeye başladıkları değişiklikler, hep birbirinin için için istediği ama birbirinden habersizce oluyordu..Dedik ya, Onlar için en iyisini ''isteyen'' sanki hazırlıyordu eliyle onları...






05.09.2008



Hayatlarının dönüm noktası....Tanımalar, sancılar, ilk görüşmeler, derken beklemeler, ikincisi, sıcaklar, baharlar kışlar, büyük özlemler...Üçüncüsü ve bugüne dek herşey...






Hala birbirlerini seviyorlar mı...Öyle çok ki...O kadar çok seviyorlar ki, birbirlerinden bile saklıyorlar ileride daha mutlu olmak için...






Herkes aşkın koynunda sıcak yaşarken, onlar kavuşma gününü hayal ederek ateşlerini buzdan kapta saklıyorlar...






Seni çok seviyorum sevdiğim..Ruhum'un Kadın Hali...Aişem Benim...






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder